Prensesi koklama faslından gelirken radyoda kulağına "Zahidem" takıldı. Dedim bunun hikayesi ne ola?
Hepimizin "Zahidem" ismiyle bildiği Neşet Ertaş`la ün yapan türkümüzün asıl yazarı ve hikayenin esas kahramanı "Aşık Arap Mustafa`dır".
Kimi yerlerde bu türkünün sözlerini Arap Mustafa`nın "Hektor" adında arkadaşının kaleme döktüğü söylenir. Sözleri besteleyen Neşet Ertaş`dır.
Arap Mustafa`nın bu büyük sevdasından dolayı, zamanla ismi "Aşık Arap Mustafa" olarak anılmaya başlanmıştır.
Zahidenin orjinal hikayesini oku ve izle
Daha sonradan orjinaline bazı dörtlükler eklenmiştir. Onun da hikayesi şöyledir.
Neşet Ertaş`ın bir röportalında muhabir Neşet Ertaş`a
-"zahide" kim ? diye soru yöneltir
-herkesin vardır bi tane
- sizinki kim ?
- sevdim ama kavusamadim... Zahide'm türküsünü çığırdım, türkü çok tutuldu, sonra baktim baska türkücüler de, Zahide'm türküsüne yeni yeni dörtlükler eklemeye başladılar. Zahide'm türküsü uzadikça uzadı, sanki bir destan oldu, dilden dile dolaştı. Meger, herkezin bir Zahide'si varmış.
- ya sizinki?
- benim ki, boynumu bükük koyan eski bir aşk hikayesi. Çalgıcı dediler kız vermediler.
Alır sazı eline ve...
"Yarin aşkı ile arttı hep derdim,
Babamı bir yere dünür gönderdim"
ve der ki;
- vermediler. O zamanlarda Kırşehir`deydim, kızı istemeye babamı gönderdim, küçükken beraber evcilik oynadığım arkadaşımdı, onunla evlenemeyince çok üzüldüm, kaderime küstüm ve Kırşehir`den ayrılıp Ankara`nın yolunu tuttum.
Alır sazı eline...
Bir ev kiraladım münasip bir yerde
Kaldı kavim kardeş hep Kırşehir`de
Bu aşk hançerini vurdu derinden
Çaresini bulamazsin ölüm dediler
devamında Ankara`daki günlerini sazıyla dile getirir.
Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
- bu aşk ilk aşkmıydı ?
- evet, daha üç yasındayken, evcilik oynardık. Babamdan saz çalmayı öğrendim ve ilk o kıza çaldım.
- neden o kızı size vermediler
-çalgıcı dediler, vermediler, tabi bu durumu açık açık söylemediler ama çok yüksek başlık parası istediler, çalgıcı dediler, kız vermediler...
Zahidem Türküsünün eklenmiş hali;
Zahide Kurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’rn kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.