26 Mart 2012 Pazartesi

En Lezzetli Yemek




Bir ölçek günaydın,
İki ölçek iyi günler,
Birazcık ilgi,
Bir tutam anlayış,
Bir tutam tebessüm,
Normal ölçüde nezaket,
Bir tatlı kaşığı tolerans

Malzemeyi iç dünyanızdan alın.

YAPIMI:

Yıkamanıza gerek yok, temizdir.
Gönül teknenizde yavaşça karıştırınız;
Kokusu her yanınıza sinince duygu şerbeti ekleyiniz.
Karışımı hayal tabağının üzerine yavaşça boşaltınız;
Üzerini sevgi marmeladı ile süsleyiniz;
Birkaç parça gök kuşağının renginden de serpiştiriniz.

Gün boyunca afiyetle yiyiniz.
Sadece kendiniz yemeyiniz, herkese veriniz;
Çünkü paylaşıldıkça çoğalır bu yemek.



YORUMLAR


Rümeysa Dolaş 
(03.04.2012 19:20:01) 

Sahiden paylaşıldıkça çoğalıyor,
Öyle bir Halil İbrahim sofrası var ki
En düşük maliyetle kuruluyor.
Su verilen Ekin bereketi sanki.
Saygılarımla.. 

18 Mart 2012 Pazar

Kokusunu Bilmediğim Yabancıya 7




Otuz yıl ağladın hep yana yana
Yeter, yazık diyen olmadı sana
Vefasız dostluğa kalleş zamana
Gülmek istiyorsun bırakmıyorlar


   O iki çello sanatçısını izlerken sen geldin aklıma senle yapılan sohbet. Her dakika bir savunma halinde bulunmak. Merakla söylediklerini irdelemek. Küçük bir çocuk gibi her şeyi sorgulamak "nedennnnn, niyeeee" senin bunalıp yüzüme öffflemelerin…

      Odalarının kalbinin kapısını aralamayı bırak üstüne yüz tane asma kilit asmışsın. Tam zincirleri kırdığımı, kilitleri açtığımı, sandalın burnunu kıyıya döndürdüğümü düşündüğüm an her şey tepetaklak oluyor. Sen benim hiç bir şeyimsim. Canım, kalbimin doğru yanı, yüzümün gülen tarafı pusulam olmanı saymazsak hiç bir şeyimsin. İçimde yüreğimde her şeyimmişsin. Bir anda karşına çıkacağım… Sonu yok biliyorum hep hatırlatsan da senle olmanın. Ama kelebeğin ömrü bir gün diye vaz mı geçti kozadan çıkmaya, kanatlarını çırpıp güneşe doğru uçmaya. Senle geçecek bir günüm varsa yaşayacağım. Sert nemrut yüzün altındaki gülen gözlerine bakacağım.

       Biliyor musun derste en çok kime benzediğimizi sordular. Babam dedim övünerek, peki ya en çok benzemek istediğin kim deyince KBY demek istedim. Sonra düşündüm dürüsttün, yüreğin iyiydi, zekiydi, kültürlüydün, yeni kullanılan deyime göre entelektüeldin. Bunlara sahip olmanın tek başına yetmediğini yıllar önce öğrenmiştim. 1.5 yılım boşuna gitmişti. İyi insan, ağzının içinde dili, içkisi kumarı karısı kızı yok demişlerdi. Ne oldu zorla yaşamadın mı? Sevmediğim seveceğimi düşündüğüm biriydi. Uzak diyarlarda yaşamadın mı hiç geçmeyen zamanları... En derin sırları senle paylaşmadık mı deli zamanları, en gizli sırları, en tehlikeli zamanlarda dualarımızı. Ben gülü severim ama alerji yapar sırf o yüzden evimin her yeri kuru güldür, seni düşününce sevdiğim ama dokunamadığım güller aklıma geliyor tenin gibi. Sen ne yaptın bugün seni hiç merak etmedim biliyor musun? Sağ salım gidip geleceğini bildiğim için duamı gönderdim gece uyurken kalkan olmuştur inşallah. Sen uyutursun da beni göğsünde, ben duamı mı esirgerim

KBY -"ben" gitti, "o" burada şimdi. darb-ı mesel çöz çözebilirsen
Ekin- Bir gece pervaneler dernek olmuş, bir mumu nasıl bulabileceklerini tartışıyorlardı. İçlerinden biri önerdi:
'Hepimiz birden gidip niye yorulalım ki, birimiz gidip mum bulsun, sonra gelip bize haber versin.'
Öyle yaptılar. Seçtikleri pervane hayli gittikten sonra uzakta bir köşk gördü, içinde de parlak yanan bir mum vardı. Sevinçle geri dönüp arkadaşlarına mumun ne olduğunu, nasıl olduğunu, bire bin katarak anlatmaya başladı. Yaşlı bir pervane vardı aralarında, tecrübeli güngörmüş, mumun ne olduğunu bilen. Habercinin bu sözlerinden sonra onu kınadı ve
' Senin mumdan haberin yok, yanılmışsın.' dedi.
İkinci pervaneyi gönderdiler. O da bir mum buldu ve ona şöyle bir dokunup geldi. Sonra da ona nasıl kavuştuğunu önceki arkadaşından daha beter, ballandıra ballandıra tasvire koyuldu. Yaşlı pervane yine sözünü kesti:
' Azizim, bu senin anlattığın mum değil. Sen de bilmediğin şeyleri anlatmaya çalışıyorsun.'
Son gönderilen pervane mumu görünce sarhoş oldu, sevgiliyi kucaklar gibi kendini mumun ateşine attı. Bütün bedeni kıpkırmızı kesildi. Geri döndüğünde yaşlı pervane daha onu uzaktan görür görmez:
' İşte' dedi, yalnızca o başardı mumun ne olduğunu öğrenmeyi, yalnızca o erdi hakikate.
Çünkü mum onu kendi rengine boyadı, onu onurlandırdı.' Bazı insanlar, yalın sözü anlayamaz. "Biz böylece onları insanlar için misaller getiririz, umulur ki, onlar düşünürler" "And olsun ki biz Kur'ân'da insanlara her misali getirdik, ola ki düşünür ve öğüt alırlar."

KBY- Ayet değil mi?
Ekin- Çünkü bazen sahifeler dolusu izah ve açıklama birkaç kelimelik bir darb-ı mesel ile ifade edilebildiği gibi, bir kaç kelime veya benzetme, muhatabın zihninde uzun uzun açıklamalardan daha derin iz bırakabilir.
KBY- Seri atış isabet ama "ben" hedef tahtası değilim ki!
Ekin- Sayende birçok şey öğreniyorum seni böyle zamanlarda daha çok seviyorum bazen kavga eder gibi konuşuyoruz senle sohbetler bile tatlı
KBY- Estağfurullah külleri üflüyoruz beraber köz çıkıyor sonra ortaya
Ekin- Sen sende değilsin dağıldın gittin de o kim acep
KBY- Kalubela’da üflenen ruhun adı "Kokusunu Bilmediğim Yabancı"
Ekin- Bir ben var ki benim içimde benden öte benden ziyade
KBY -Bedenine 19.. de kavuşmuş
Ekin- Kokusunu Bilmediğim Yabancı sensin de o kimdir
KBY -"o" ndan kastın nicedir?
Ekin- Bedensiz halın mıdır?
KBY -Göze bağlı
Ekin-O dediğin sana verilmiş, sen fanısın o fanımıdır
KBY- Baki olan Hâkim-i Mutlak Allah'tır
Ekin -Beden çürüse de ruh o gün dirilmeyecek mi yeniden? Eşref-i mahlûkat insan'a şeref veren de ruh elbette huzur-u mahşer'de. O zaman ruhundur, sen ise bedenli fanı halın
KBY- Bingooo
Ekin- Peki, o nu ortaya çıkaran sebep nedir
KBY- Ten kafesinin çürümesi zamana yenik düşmesi
Ekin- Su an ortaya çıkaran nedir
KBY- Mutlak son'u görüp çaresizliğini haykırması
Ekin -Sen bilindi bir kulsun şükür ahreti bildiğin için korkarsın. Ne kadar ibadet etsen de az gelir yetmez sana, aslında en çaresizi bizleriz koruz farkında değiliz
KBY- Yatsı namazını hemen kıldım sanki başıma bir iş gelecekmiş gibi hissiyata kapıldım
Ekin -Sakın! Yüreğim sende duam gibi. Kaderde varsa olur elbet ama bize güç veren senin gücün metanetin. sen böyle davranır düşünürsen ben ne etmeliyim şeytan dürtmüştür vesvese etme
KBY -Belki de sen "ben"im ben de "sen"
Ekin -Yanı?
KBY- Yazamam
Ekin- Niye kotu bir şey mi ki? Anlat o zaman
KBY- Sezgiler var kaynağını tarifinden uzak olduğumuz
Ekin- Sakın deme düşünme
KBY- Hani derler; kelimeler kifayetsiz
Ekin -Şeytan dürttü de abdala malum olurmuş sakın ne olur
KBY -Kötü değil sıkılma nefs/vicdan muhasebesi
Ekin -Allah vermesin ölüm senin için kotu değil ki
KBY- En kaba şekliyle
Ekin -Niye ben oldun o zaman
KBY -"Ayna" gibisin bu akşam bana.
Ekin- Allah geçinden varsın ama kadere benden çok inanasın. Çok içim sıkıldığında muhakkak iyi bir şey olur eğer ben sensem bu gece iyi bir şeyler olacak. Yaşanılan korku, çocuğun gözlerindeki bakış, senin orada yasadıkların kolay değil ama bak polyanayım. seni dua ile uğurladım. Sağ salim dondun biz yüreğimizi koyuyoruz o çocuk roketini destek için ne acı.
Sen benim ben sen mi bu gece*
KBY -Öyle görünüyor
Ekin- Nasıl bir şey ben olmak
KBY- Dipsiz kuyularda ateşle dans etmek gibi kaçarı göçeri yok
Ekin -Nereye kaçacaksın
KBY -Kavurucu yakıcı
Ekin -Yakan kim?
KBY- İnsanlar ahde vefadan nasiplenmemişler
Ekin- Ya aynada bakınca kendine yanı bana Ekin nasıl gözüküyor KBY nasıl Ekinin gözüyle
KBY -Nâr dan nur'a dönüş Acılı sancılı ışık huzmeleriyle coşabilmek
Ekin- Ya Kokusunu Bilmediğim Yabancıyken ne farklıydı
KBY -Kuşatan çemberler ve onun başrol oyuncuları aktörleri
Ekin -Ekinken kuşatan çemberler yok mu oldu
KBY- "o" na mahsus çemberler farklı pusuda şeytan uykuya yatmışken
Ekin -Daha kolay mı kalkıyor çemberler Ekinken
KBY -Fazla ses çıkarmadan yarmak sıyrılmak lazım
Ekin- Bu gece Ekin kalsan
KBY -Kalamam bu sohbetle beraber biter kanal kopar
Ekin- Benleyken Ekin kalsan ben olsan
KBY- Ağır gelir bana
Ekin- Bende kendimi su an için sen gibi güçlü hissetsem
KBY- Kendi öz yükümü taşımakta zorlanırken
Ekin- Yüreğini ben aldım yüreğimi sana verdim. Yanmak ve olmak aşkı soranlara Mevlana: “Ben ol da bil” sen ben oldun da ne bildin
KBY -Taklidi ya da tahkiki iman sahibi olmak 2 zıt kutup noktaları gibi güneşe nazar vermiş cam kırığı pırıl pırıl olur da biz ona elmas nazarı versek ve nice sonra hakikati öğrensek ne kadar ahmak olduğumuzu anlarız, ama elimiz kan revan içinde kalmıştır geçmiş ola!
Ekin -Senin kalbin elmas
KBY- Allah bilir diyemem
Ekin- Bırakıyorum bazen kızsan da kendimi kan içinde kalsın elim ağzım yüreğim ben olmak basit mi? Yakıcı olsa da
KBY- Olur, mu hiç bir başkası olmak her zaman "zor" dur
Ekin- Sen bazı madenler vardır. Çok mat kimse beğenmez ancak ustası anlar onun elinde değerlenir. Şekil aldı mı paha biçilmez. Öylesin şükür kalbin ustanı bulmuş belki bende o parlaklığı gördüm matlığın içinde hem elmas değil basit tas olsan ne fark eder nefessin.
KBY- Olmaz varlığın izzetini muhafaza etmek lazım gelir
Ekin- Pasa çocuğu olsan fark etmez ancak benim verdiğim kadar ederin
KBY- Elmasa taş, taşa elmas muamelesi yapmak zulümdür yazıktır
Ekin- O anlamda demedim
KBY -Hak razı gelmez
Ekin -Maddiyat anlamında senin özün önemli dış görünüşün kafa kâğıdında yazan değil. Tastan da olsa kalbin var. Böyle sohbetlerimize yol açan elmas olsa kalbin ne fark eder. Nefes olduktan sonra
KBY -Nefes bir cihetle " ruh" tur bana hitabın nefes olmasın
Ekin- Can olsun mu?
KBY -Ağır geliyor bu aciz kula
Ekin -Sana benim verdiğim her yük ağır sanırım. Hep en kotu en ağır yerden vuruyorum
KBY- Usta nişangâhlar ortasında kalmışsın vayyyy
Ekin- Cansın nefessin yüreğimin doğru yanı yüzümün gülen tarafısın yâda su an ben sen için neyim KBY ne Ekin için desem gene zordan mı sormuş olurum sana
KBY- Aynaya akseden sonsuz görüntüler elle dokunulmaz gözle görülmez. Hayali ama zor bir gerçek aynı zamanda
Ekin- Eee ben sensem bugün bu resimde tersi olmalı of ya sana doyulmuyor bugün ama zor bir gerçek yok da üşüdüm azıcık ama zor bir gerçek dediğin gerçek ne Ekin için
KBY -Hassasiyetimin zirvesinde gibiyim
Ekin- Bugün Kokusunu Bilmediğim Yabancınınsın ama zor bir gerçek Ekin olmak niye
KBY- Buyur Çay içelim kendimizden geçmeden ama :)
Ekin -Zehir abı hayat gelir sen teklif edince
KBY -Eyvallah yine abarttın beni ama yapma böyle
Ekin- Sen içinden gelmedikçe teklif etmezsin ettiysen öyle kabul edilir cimrisindir
KBY -Merci canım teveccühün
Ekin- Soruma cevap vermedin
KBY- Soru?
Ekin -Ama zor bir gerçek Ekin olmak niye
KBY -Karayip de ufuk açmak gibi ya da denizden deryaya akış misali seç beğen al.... Yüreğine
Ekin- Kokusunu Bilmediğim Yabancı açtırmıyor mu o ufukları Ekinin önüne kıyıdan el sallayan Ekin olsa da kürek çeken akıntıya karsı Kokusunu Bilmediğim Yabancı değil mi? Ekinin içinde bir cevher vardı ama onu gören desen çıkartan içine kendini katan istemeden Kokusunu Bilmediğim Yabancı değil mi?
KBY -Evet "o"
Ekin- Ekin'i Ekin Su Hanım eden zorlayan kim bir yorumcu çıkmış senin iteklemenle zorlamanla o kadarcık ta olsun benim yaptıklarım yanında ben kolay kolay kimseyi almadıysam Demek ki bildiğim var
KBY -Ne biliyorsun kuzum dökül bana? Bildiğin nedir?
Ekin- Demek ki Ekinde bir şeyler gördüm gönül gözüm açıkken cıktı karsıma belki bana ettiği bir kelime etkiledi simdi çıkartabilir miyim hayatımdan desem bana sorsan tıpta uzmanlıkta anatomi sorusu daha kolay gelir Ekin bende ne görür bilmem ben kendimi çok görmem onun gibi abartmam. Şımarmam. Şımartılmak hoşuma gitmez ailem dışında rahatsız ediyor bana düşkünlüğün bir gün gideceğim mecburen o zaman ne olacak
KBY- Rahatsızlık?
Ekin- Ben görüyorum sonucu yok benim yolum belli ısım ailem sen uçurumsun esas sorun senin düşmen kadar benim ya düşersem korkum kendimi bilsem de sonuçta fanı tarafımda var
KBY -Ve fay hatları.
Ekin- Kendimi tanırım ama kendimi bildiğim halde kendim olmadan belki de yasadıklarım vardı sanal olsa da fay hatlarım bahane korktuğum gün kendimden bahanem olacak fay hatlarım
KBY -Fazla cesursun uçuruma koşarak gidecek kadar unutma "kanat" ların yok
Ekin- Asla ben hep mantıklı tarafımdır Aşk'a vardıktan sonra kanadı kim arar... İste budur nokta
KBY -Tebrikler
Ekin- Kokusunu Bilmediğim Yabancı olmak nasılmış Kokusunu Bilmediğim Yabancı böyle cesur bir iki kere oldu ne narçiçekleri çıkardım kokladım. Kıyıdan el sallayan seni gördüm ucan tuyum oldun esas zoru Kokusunu Bilmediğim Yabancı olmakmış ne çok zorlamışım seni. Elinde olmayanı beklemişim belki elinde olsa da göstermeyeceğini görmek istemişim
KBY -Okuyorum süzüyorum
Ekin- Simdi sen Ekin ol bakalım ne dersin
KBY- Kelimeler tekrara girerse gizemini kaybeder başkent güzeli unutma
Ekin -Kokusunu Bilmediğim Yabancı yüreğini böyle açsa Ekin ne derdi az çok bilirsin noktayı koymak âdetindir köşeye sıkıştırmak
KBY -Nuh’un gemisini Cudi'nin tepesine getiren İlahi Güç'ün marifetiyle "Deniz" dia aklından çıkarma
Ekin- O ilahi güçtü seni karsıma çıkartan
KBY- Darağacında üç fidandan biri de olabilir bakış açısına bağlı
Ekin- Ben, Bedirhan veya Suphi de ben üç kişi dedin mi bunları bilirim iki kişi dedin mi?
KBY -Ya da Hz Musa’ya yol veren hayat yolunu açan kızıl"Deniz"
Ekin- Nefesi ve narçiçeğini
KBY- Kim bilir daha neler var hayatımıza nüfuz eden nice "Ekin" ler
Ekin- Balkona doğru kafayı uzatınca gördüğüm
KBY -Yazdıklarımız kby–6 ya materyal olsun, rıza gösteriyorum
Ekin- Ne 6 sı 7 8 bile çıkar
KBY -Bu frekansa geçemem bir daha belki
Ekin -Yüreğin rahatladı mı?
KBY -Yok, o öldü
Ekin -Ekin in yükü ağırdır
KBY- Yüreğimize toprağa değil
Ekin- Ben seni uçakta kazada kaybettim ama dağlara bakan bir camda KBY kazandım
KBY -Şanslısın dua ettin şükrün karşılığını aldın ve sabır tabii ki onsuz olmaz
Ekin- Bir daha kalkamayacağını düşündüğün an ayağa belki de ben cıktım Allahın acık kapısına denk geldi duan ilk tanışmamız konuşarak sabahlamak bugün yatana kadar ben Kokusunu Bilmediğim Yabancıyım ama sana acıdım Yükünü düşününce Ekin olmak ne zormuş ben yasak koydum mu offline oldum mu biter ısım. Ya sen hiç mi çileden çıkmazsın isyan etmez mi ben ailem ısım dedim mi sıyrıldım bitti yâda senin özelin girme derim basım ağrımaz
KBY -Hep gül gülistan içinde kal bir ömür boyu.....
Ekin- Benim için bir trilyonun önemi yok çocuğumun aldığı sakızı yanında. Paraya değer vermem ama sana aldığım sakız bile senin için çok şey olur yapmam. Yarını düşünmemeyi öğrendim burada çocuklarımdan başka hiç bir şeye önem vermemeyi. İki yârim var inşallah Allah geçinden versin ona kavuşmak. Hayalde sanalda belki ama gelsem de uzak kalırım herhalde şeytansın bazen
KBY- Neden vebalı mıyım ben, ya da adam mı yiyoruz burada
Ekin- Korkarım kendimden
KBY -Çekincen nedir açık ol bana bir kere olsun
Ekin -Empati kurmayı bilirim dönünce çocuklarımın yüzüne bakamam yoksa belki bende isterdim
KBY -hıım sorumlu aile babası modeli hassas nazik duyarlı keyfin bilir
Ekin- Öyle olmak zorundayım be buyum ama bazen merak etmiyor değilim ya bir gün sen gelirsen zora sokarsan
KBY -Kız başıma ne işim var şark vilayetinde tek başıma neyle karşılaşacağım onu bile bilmiyorum. Tanımazsın belki de beni pas geçersin insafsızca
Ekin- Sen şeytansın ne yapar eder çıkarsın deli edersin
KBY- Âdil olmaz. İstemem
Ekin- Niye sen her şeye razı olurdun ne oldu adaletsiz olan bendim
KBY -Sen de bulunmaz Hint kumaşı değilsin neticede ben gibi…
Ekin- Keşke Sen Ben Olsan; Seni Sevmenin Ne Kadar Zor Olduğunu Anlasan Keşke Ben Sen Olsam; Bu Kadar Sevilmenin Tadını Çıkarsam... Yok, ultrason daha çok o zaman yüreğini de görürüm gelecek yıl sonra için planın ne
KBY- Bunu kim soruyor? Muhatap kim ya da?
Ekin- Kim olayım Kokusunu Bilmediğim Yabancı mı memnun musun hala Ekin olmaktan
KBY- Hoşuma da gitti yani çaktırma senin ruhuna yatay geçiş yapmak, keyif verici oldu benim için
Ekin- Sonra sen Kokusunu Bilmediğim Yabancıyı anlat bana Ekin tarafından Kokusunu Bilmediğim Yabancıyı
KBY -Gıcık, çekilmez, dayanılmaz, burnu havada, kendini matah sanan biri
Ekin- Onu biliyoz Ekin ne buluyor bende
KBY -İtiraflar geliyor farkında olmadan düştün gibi tuzağa
Ekin- Farkında olmamı Ekin ne buluyor bende soruma cevap ver?
KBY -Emir kipiyle konuştuğunda dayanılmaz oluyorsun kışkırtıcı
Ekin- Ekin ne buluyor bende
KBY -Aynada aksini budur.... Dedim sana, kimlik bunalımı olacak diye bak hatlar karıştı gönül bağında
Ekin- Ne bam teline dokundum çok mu zor sordum kendini anlatmak ne zor geldi sana alçak gönüllü olduğun kadarda hainsin ve oyunbozansın SENI SEVIYORUM ALLAHA EMANET duam senle. Cansın. 

        Ekin sende kaybettiklerini görüyor olmak istediklerini iradeyi gücü sevgiyi yüreği. Tas desem de yüreğine hiç olmazsa sende o var tek kişiye sadık saygı duyuyor geçmişi silmemiş ama unutmuşsun her şeyin gizem nasıl benim her şeyim ortada ise bana ait yeni bir şey cıktı mı belki bu yüzden sana farklı geliyor. Zat-ı Zülcelâl Bedenen ve ruhen güçlü olan.
Kıyıda el sallayanı görmeme isteğin nedendir. Hep sise pusa bahane bulursun da o sisi pusu senin yüreğin koymasın aramıza. Ben senden okyanusa dalmanı istemedim ki dileğim sandalın burnunu kıyıya çevirmen. Biliyorsun o sanal orada kalamaz uzun süre gün gelecek mecburen gideceksin okyanusa. O zamana kadar tadını çıkar kıyıda olmanın. Sakın sorumluluğum deme bana. Bırak yüreğini ellerime kıyıdayım gör beni. 





YORUMLAR


fatma altay 
(04.05.2012) 

Sen bazı madenler vardır. Çok mat kimse beğenmez ancak ustası anlar onun elinde değerlenir. Şekil aldı mı paha biçilmez. Öylesin şükür kalbin ustanı bulmuş belki bende o parlaklığı gördüm matlığın içinde hem elmas değil basit tas olsan ne fark eder nefessin... sessizliğimin sesi bütün kalbimle tebrik ediyorum sizi 
kürşat 
(25.04.2012) 

gerçekten etkileyici..tebrikler.. 
hk 
(09.04.2012) 

çok güzel zevkle okudum tebrikler 
hakan zorlu 
(22.03.2012) 

Kan tarlası gelincik şafağında kuru ağaç dallarının "nevruz" tadında tomurcuklanıp bahara durduğu mevkiden yazma gayretindeyim...İçinizden akıp giden duygular var, istikametsiz sandal gibi..Ama yine öylesi hislere düçar olmuşsunuz ki,okyanusta seyreden transatlantiğe "el" sallayarak durdurmaya iman etmek gibi...Hayatı çok hızlı yaşamak ile dolu dolu yaşamak arasında gel-git'leriniz var...Telaş niye??? Her bir fani yazılanı yaşarken, dahası fay hatları çatırdamaktayken "el" de kalem yeni yeni senaryolara tüpsüz dalma takıntısı sizi boğabilir, dikkat edin...Esbaba teşebbüs çomağı ile kurcalayabiliriz ancak "kalûbelâ yazgısı"nı...Etrafınızda cereyan eden olayları ve onların aktörlerini sorgulama makamındayken bazen farkındamısınız bilmem; "kalem" iniz "neşter" e dönüşüyor ve bu can acıtıcı...Sayılı nefes sahibi biz fâniler, sevgi denizinde kulaç attıkça ulaşabiliriz sanırım selamet sahiline...Herşeye rağmen "narçiçeği" kıvamındasınız ve hep öyle kalın...Fay hatlarımı / Kalp kırığımı??? Takdir sizde efendim..Selam ve sevgi dileklerimle Ekin Hanım, "Alayına isyan / İnadına sevgi" ... 
salyangoz 
(21.03.2012) 

doğru yoldasın dost ruhunu sözcüklerden eksik etme
yine ruhun takip etsin başka ruhları
zaten ruh değilmidir ebetiyete kalan
ruhunla yazmaya devam : ) 

yabancı 
(21.03.2012) 

şarap icad olmamışken
sarhoş olanlardan
mecnun koyun otlatırken
leyla bez bebeklere sarılırken
aşkı bulanlardan
diye biliriz biz yazarı

züleyha yusufa vurulmuştu, yusuf hakkın aşığıydı, yuzuf züleyhayı görmez ama züleyha yusufa vurgun
yusufa kavuşamadan züleyha Hakka ulaştı, sonra Yusuf geldi Züleyhasına kavuştu
diye biliriz biz

aşkimiş gerçek olan
hayalimiş saman
samanla hemdem olan
aşkı hayal sanırmış

Mercan 
(20.03.2012) 

Küçük iki öneri:
1)Yazıdaki Arabesk ton, yazının nitelikli evrimi için ondan çabucak kurtul.
2)Platonik'ten bir sevda çıkmaz, ilahi aşk hiç çıkmaz. Harman'ında gerçek bir saman olsun. 

ozan 
(20.03.2012) 

Çok güzel yüreğine sağlık bir solukta okudum. Devamını bekler iyi günler dilerim. 
yabancı 
(20.03.2012) 

hoşgeldin
gene mi bilmediğin kokunun peşine düştün

Hüdai konuşur bir ince dilden
Hal ehli olmayan ne bilir halden
Bilgisiz görgüsüz duygusuz kuldan
Ölülerin mezar taşı makbuldür

demiş ya ozanlar

kokuyu değil
ruhu takip et
yoksa ruhu
kendinş harab etme
terk et

amma
illaki
yazmaya devam et



neşet KA 
(19.03.2012) 

Bektaş Veli yorumu benimdi.