4 Kasım 2012 Pazar

MEMLEKETİME ZİYARET










Yollara düştüm. Bu kadar halsizken. 22 yıl sonra evime memleketime gitmek, o kadar zaman da her şey değişmişken bakalım orası ne hale geldi. Otobüsler hala içinde kül tablası olanlardan,  tv bozuk, internet daha uğramamış… Bir tek değişen suyun poşet yerine plastik bardakta verilmesi, ama tadı hala aynı. Sivrihisarı geçtik. Mola 1.5 saate yakın sürdü. Bahtsız bedevim tüm arizalı otobüsler beni buluyor. Sabahın ayazında çalışmayan bir araçta titremek.  Ankara’dan çıktığımız da yolda 8.5 saat geçmişti.

Ey Anadolulu kardeşim. Bir ağaç dikmez misiniz? Hiç mi gölgeye, meyveye ihtiyacınız yok. Kırmızı toprak nadasa bırakılmış yâda yeni sürülmüş topraklar.

        Tek değişemeyen yollar. At arabası dışında bir aracında gidebileceği yollar yapılmış. İsin garibi Mardin Diyarbakır yolları otoban gibi ama oranın halkına bir şey yetmiyor. Anadolu insanı alışmış yokluğa, basına geçenin ezmesine, elinde olanı verip kendi aç oturmaya.

Geçtiğim Köylerde toplasan on çatı en fazla 60 kişi. Ama mezarlığında en az 200 kişi. Buralarda Tayyib’in lafını desteklemek lazım. Her eve en az 3 çocuk.Ha Kardas beline kuvvet:)) Çatı sayısı artsın. Her yer çocuk sesleri dolsun. Beşik salıncak kurmak için ağaç ekin her yere. Fedakâr Anadolu değil yeşil Anadolu olsun.

"Bir kez kaçar uçurtman, sonra gökyüzüne küser insan..." Hermann Hesse
Rahmetli anamın köyü belediye olmuş. Geçerken gözümü kapayım. Ben ona o köyüne hasret gitti. Hasret katlanıp hasret kare oldu mu simdi bilen beri gelsin… Şeker pancarı isterdik köylülerden tarlaya gidip. Unutmuşum nasıl bir şeydi. Burada öbek öbek yığılı her yer. Anammm sanki bura (Saray)Yozgat'a ait değil. Yemyeşil. Burada rahmetliden bize de bir tarla düştü. Acep hangi ağaç benim. 
nesetkilicarslan onu yazacaksan tüm ağaçlar benim. Bir ağaç yeter mi onu yazmaya. Çamlıktakiler belki.

Bu gidişle düğünde kınayı yakıp hemen geri dönsem ancak ise yetişirim Pazartesi Bursa’ya. Amerika 14 saat Yozgat 12 saat. Gel de bu hesabı çöz. Yanlış nerde kimde?

Nüfus 76800 rakım 1301 Yozgat benim memleketim. İl çıkışı Muslubelen de rakım 1440 Uludağ da değil Yozgat'ta. 





Kürtaja gerek yok kadını traktöre koy. Bu yolda düşer :)) Çocukluğum baraj suyu altında kalmış. Cekerekkkkk 1981 yılındaki evimdeyim.
nesetkilicarslan ırmak gol olmuş burada deniz sanıyorlar onu
Bugün pazarı Çekerek’in. Kırk belikli siraclar var mı acep? Koyun yoğurdu deyince insanlar nedir o diye yüzüme bakmayacak biliyorum:)

Varır varmaz Ebe Hanım teyzelere baktım babamın Alptekin’i kovaladığı o yol ne kadar kısaymış. “O teras bu kadar küçük müydü? Siz evimi küçülttünüz?”  diye sormuşum. Babamın yaptığı ev ilçenin en sonunda iken şimdi içinde kalmış. Her yer buram buram çocukluğum kokuyor. Çoğu yeri hatırlıyorum. İlkokulumu, okulun bahçesindeki Türkiye haritası havuzunu, karşı hamamı ve önünde ağaçta olan leylekleri. Ümit ve Naile hocanın evinin önünden geçerken anıyorum. Buraya geri gelmek bu kadar zor mu olacaktı. Bazıları annemi kaybettiğimizi bilmiyor. Onu hayırla anmak. Herkes anneme ne kadar çok benzediğimi söylüyor. Ne kadar gurur verici. Ona benzeyebilmek. Annem canım dualarım senle olsun. Herkes selam ve dua etti sana…