Yollara düştüm. Bu kadar halsizken. 22 yıl sonra evime memleketime gitmek, o kadar zaman da her şey değişmişken bakalım orası ne hale geldi. Otobüsler hala içinde kül tablası olanlardan, tv bozuk, internet daha uğramamış… Bir tek değişen suyun poşet yerine plastik bardakta verilmesi, ama tadı hala aynı. Sivrihisarı geçtik. Mola 1.5 saate yakın sürdü. Bahtsız bedevim tüm arizalı otobüsler beni buluyor. Sabahın ayazında çalışmayan bir araçta titremek. Ankara’dan çıktığımız da yolda 8.5 saat geçmişti.
Ey Anadolulu kardeşim. Bir ağaç dikmez
misiniz? Hiç mi gölgeye, meyveye ihtiyacınız yok. Kırmızı toprak nadasa
bırakılmış yâda yeni sürülmüş topraklar.
Tek değişemeyen yollar. At arabası
dışında bir aracında gidebileceği yollar yapılmış. İsin garibi Mardin
Diyarbakır yolları otoban gibi ama oranın halkına bir şey yetmiyor. Anadolu
insanı alışmış yokluğa, basına geçenin ezmesine, elinde olanı verip kendi aç
oturmaya.
Geçtiğim Köylerde toplasan on çatı en
fazla 60 kişi. Ama mezarlığında en az 200 kişi. Buralarda Tayyib’in lafını
desteklemek lazım. Her eve en az 3 çocuk.Ha Kardas beline kuvvet:)) Çatı sayısı
artsın. Her yer çocuk sesleri dolsun. Beşik salıncak kurmak için ağaç ekin her
yere. Fedakâr Anadolu değil yeşil Anadolu olsun.
"Bir kez kaçar uçurtman, sonra
gökyüzüne küser insan..." Hermann Hesse
Rahmetli anamın köyü belediye olmuş.
Geçerken gözümü kapayım. Ben ona o köyüne hasret gitti. Hasret katlanıp hasret kare
oldu mu simdi bilen beri gelsin… Şeker pancarı isterdik köylülerden tarlaya
gidip. Unutmuşum nasıl bir şeydi. Burada öbek öbek yığılı her yer. Anammm sanki
bura (Saray)Yozgat'a ait değil. Yemyeşil. Burada rahmetliden bize de bir tarla
düştü. Acep hangi ağaç benim.
nesetkilicarslan onu yazacaksan tüm ağaçlar benim. Bir ağaç yeter mi onu yazmaya.
Çamlıktakiler belki.
Bu gidişle düğünde kınayı yakıp hemen
geri dönsem ancak ise yetişirim Pazartesi Bursa’ya. Amerika 14 saat Yozgat 12
saat. Gel de bu hesabı çöz. Yanlış nerde kimde?
Nüfus 76800 rakım 1301 Yozgat benim
memleketim. İl çıkışı Muslubelen de rakım 1440 Uludağ da değil Yozgat'ta.
Kürtaja gerek yok kadını traktöre koy.
Bu yolda düşer :)) Çocukluğum baraj suyu altında kalmış. Cekerekkkkk 1981
yılındaki evimdeyim.
nesetkilicarslan ırmak gol olmuş burada deniz sanıyorlar onu
Bugün pazarı Çekerek’in. Kırk belikli
siraclar var mı acep? Koyun yoğurdu deyince insanlar nedir o diye yüzüme
bakmayacak biliyorum:)
Varır varmaz Ebe Hanım teyzelere baktım
babamın Alptekin’i kovaladığı o yol ne kadar kısaymış. “O teras bu kadar küçük
müydü? Siz evimi küçülttünüz?” diye
sormuşum. Babamın yaptığı ev ilçenin en sonunda iken şimdi içinde kalmış. Her
yer buram buram çocukluğum kokuyor. Çoğu yeri hatırlıyorum. İlkokulumu, okulun
bahçesindeki Türkiye haritası havuzunu, karşı hamamı ve önünde ağaçta olan leylekleri.
Ümit ve Naile hocanın evinin önünden geçerken anıyorum. Buraya geri gelmek bu
kadar zor mu olacaktı. Bazıları annemi kaybettiğimizi bilmiyor. Onu hayırla
anmak. Herkes anneme ne kadar çok benzediğimi söylüyor. Ne kadar gurur verici. Ona
benzeyebilmek. Annem canım dualarım senle olsun. Herkes selam ve dua etti sana…