Şükrü Erbaş - Genelev Mektupları
VIII.
Gülmek mi?
Gülerim, güldüğüm çok olmuştur.
Gülüşüm hoyrat
taşlarda
İncecik kırılan
cam,
Kendi kıyılarını döven
su sesi
Bir ağacın ilkyaz
eşiğinde
Leyli leylim yaprak
dökmesi.
Bilene ağıt gibi
oturur
Burda bir kadının gamsız
gülmesi…
Gülerim, güldüğüm çok
olmuştur.
XI.
Garipsi huylar edindim nicedir
Garipsi duygular edindim.
Artık iyice
tükenen
Bir ölü umuttan
mıdır
Gittikçe yoğunlaşan bu
yaşlı
Bu yılgın yalnızlıktan
mı?
Yoksa eşiklerden
sızan
Şu rezil ölüm kokusundan
mı?
Söndürüp her gece
ışıklarımı
-Yalancı bir aydınlığı
siler gibi-
İncecik bir mum
yakıyorum.
Ömrüme benzetip sonra
alevini
-Karanlığı ağır basan o
titrek
O gölgesi korkular saçan
ışığını-
Ömrüme benzetip inceden
inceye
Eriyen mumu
Bakıyorum…Bakıyorum…
Bir ölüm düşlüyorum,
başımda
Başımda o mavi
erkeğim
Bir ölüm… geniş odalarda
pembe
Devinirken
mutluluk
Uykulara varır gibi usul
usul
Usul usul susuyor
yüreğim.
Sol yanımda kızım
benim
Benim eski benim çocuk
güzelliğim.
Sağ yanımda gülüşü bir
ilkyaz yeli
-Öyle hafif, öyle
serin-
Yiğit oğlum, yağız
oğlum…
Kırıp camları
bağırsam
Bağırsam diyorum avaz
avaz:
Bir ölüm düşlüyorum ey
insanlar
Bir ölüm…
Ölümüm evlere yas.
Eriyip bitiyor mum
Bitiyor birden bütün
düşlerim
Acımasız gerçeğime
çıplak
Çırılçıplak
dönüyorum.
İnsan
düşüncesinden
Hızlı araç yoktur
diyen
Öğretmenim…öğretmenim…
Garipsi huylar edindim
nicedir
Garipsi duygular
edindim.
Sonsöz Yerine
Bu şiiri yıllardır okurum. Hayret etmişimdir hep, bir erkek bir kadının duygularını nasıl bu kadar iyi anlar, bu kadar iyi ifade eder acaba?
Garipsi huylar edindim nicedir
Garipsi duygular edindim.
Bu günlerde en çok bu söz geçer oldu aklımdan, içimde tuta tuta yoruldum, arayana iyiyim derken bocuk boncuk gözyaşı dökmekten, en büyük darbeyi en yakın bildiklerimden yemekten. Hiç sakınmıyorum artık. ilerisi gerisi demiyorum. Söylüyorum bende.
Kokunu düşünmüyorum artık İNANDIN DEĞİL Mİ?, seni düşünmüyorum İNANDIN DEĞİL Mİ?. . Hafızamdan sildim İNANDIN DEĞİL Mİ?. Unuttum İNANDIN DEĞİL Mİ?. Eski konuşmalarımızı okumuyorum İNANDIN DEĞİL Mİ?. Geceleri seni senle yapılan sohbetleri özlemiyorum İNANDIN DEĞİL Mİ?. Unuttum seni İNANDIN DEĞİL Mİ?. İ Tahtadaki tebeşir yazısı idin sildim İNANDIN DEĞİL Mİ?.
Buna ben bile inanmadım. Ne kadar kendi kendime sürekli desem de Ben bile inanmıyorum....
"Farz et ki yazdıklarımı anlayabildin. Ya anlayamadıkların? Ya yazıp da sildiklerim? Ya yazamadıklarım?" - Mevlana
YanıtlaSildeğerli yazar; uykumu yastığa bırakıp uyu dedim yine..
YanıtlaSilinci tanesi gözyaşları yüreği alev alev yaktığı gibi,bazende gel git dalga olur boğuşursunuz...dalgaların arasından inanmıyorum diye bağırırsınız,kıyıya seviyorum diye yankı yapar...unutmak istersiniz belki, sevmiyorum dersiniz kendi kendinize..ama kalb size fısıldar...uğraşma seviyorsun...
yazıp sildikleriniz,yazamadıklarınız inş okucuyunuz olarak gönlümzde deprem etkisi yapar mı? yapmazmı ...
sahte tebessümlerden ,kötü gözlerden, çok yazık diyebileceğiniz insanlardan uzak olmanız umudu ile....saygı ve dualarımızla ...
Ne bileyim, incinince nasıl baktığını, kaçmaya çalıştığında boynunu nasıl kaşıdığını, köşeye sıkışıp edecek iki kelam bulamadığında görünmez olmak için o elbisenin yakaları ile oynadığını, uçuşan çiçek tozları yüzünden hapşırdığını, yine de en çok ilk baharı sevdiğini, lâkin üşüdüğünü, yaz kış mütemadiyen üşüdüğünü, çayına beş kaşık şeker attığını…. Hakikatte sevgili olabilmemiz için benim bütün bunları biliyor olmam lazım.
YanıtlaSildeğerli yazar...
YanıtlaSilsözler bitmemeli...
çocuk kalpte, büyük sevda ne güzel....belkide kalbe gelecek darbeleri bile bile kalbi teslim etmek...ilk gördüğünde boynuna sarılıp hissettirmeden koklamak,heyecanla ben ne yapıyorum sorusuna cevap vermemek ve o anda dünyanın durmasını istemek...hali ile hal yaşamak...hiç bir anını unutmamak...ve bunları biliyor olmak...saygı ve dualarla..