CANIMMMM, Bİ TANEM
Hiçbir şeyim
her şeyim hiçim çokum Sanki 365 gün değildi. Yıllardır seni tanıyordum. Bazen gerçek
olmasan da sol yanında olma uyuma hayali ile yatıyordum.
Bir yıl
öncesi, günlerce ağlamıştım. Sonra 1 hafta izin 1 hafta rapor sürekli evde
ilaçla umuştum. Daha doğrusu uyuşmuştum. Hiçbir şey hatırlamak istemiyordum.
Uyanıp su içip, bir şeyler yiyip, tuvalete gidip tekrar yatıyordum. Rapor bitişi
işe gittiğimde odama kapanmıştım. O geveze, neşeli, kıpır kıpır kişi gitmişti.
İçimdeki çocuk ölmüştü. Sadece oturup verilen işi yapıp bir noktaya bakıp
dalıyordum. Herkes birbirine soruyor ama kimse sormaya cesaret edemiyordu.
Artık yediklerimi midem kabul etmez olmuştu. Bir gün sokakta çalışırken bir an
gözüm karardı. Hasan abi anladı. Koluma girip beni bir AVM’nin yemek katına
soktu. Benim gibi obur bir insan hiçbir şey yemek istemiyordu. Sonra aklına 1–2
ay önce çok zevkli yemek yediğimi söylediğim bir lokanta gelmiş. Arabaya atıp
beni oraya götürdü. Yemek içecek ve tatlı söyledi. Her lokmayı ağzıma attıkça
gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Belki biliyordu canımı yakanı, tahmin ediyordu
ama susuyordu. Ertesi aksam nöbette bilgisayar ile oynarken yeni özellikler
bulmuş, birçok yere dokunmuştum. Gece hatta birisi belirdi. O benim onu
eklediğimi söylüyordu ısrarla, bende eklemediğimi. Sonra inandırmak için ne çok
uğraşmıştım sapık değilim, bilgiyi kullanırım ama bu işi nasıl becerdim
bilmiyorum diye. Nöbette olduğum için uyku derdim yoktu. Sabahı senle
getirmiştim. Eve gider gitmez az uyuyup tekrar açmıştım bilgisayarı. O kadar
uzaktaydın. Ama sanki yıllardır tanıyordum yanımdaydın gibi sohbet ediyorduk.
Kaç gece sabaha beraber kavuşmuştuk.
2 gündür senin
için, sana uygun bir hediye arıyorum, dolaşıyorum. Çok basit bir şey olmalı
senle geçen bir yılı hatırlatmalı, seni kızdırmadan, sürpriz yapacak. Hiç bir
şey sana yakışmazdı. Her şey sana azdı.
Ne çok oldun
bende, sen hiç sallamasan da, toplu iğne ucu kadar değerim olsa da gözünde, sen
bende ne çoksun. Sakın abartıyorsun deme bana. Yerlerde süründüğüm anda koltuk
değneği oldun yeniden ayağa kalkmam yürümem içine çok uğraştın. Hep beni görmek
istiyorsun diyorsun düşün bakalım geçen sene günde kaç saat seni görüyordum eve
girer girmez sende oturma odamdaydın. Kitabı karşılıklı okuyorduk. Sonra ben kitabın
3. Sayfasında uyuya kalıyordum çocuklar gibi seni dürtmek kitap okurken
dikkatini dağıtmak, küçük bir çocuğun annesinin paçasından sürekli çekiştirmesi
gibiydi.
Ukalalığın,
kibirin kadar alçak gönüllüğün de çok fazlaydı. Değişmez dediğim ender
insanlardanken kariyerin seni de etkilediğini gördüm.
En çok ağlamam
üzerdi seni. Her şarkıda gözlerim dolar ağlarken, şimdi o kadar az gözyaşı
döküyorum ki. Sen gelince yüzüm gülüyor. Kokunla uyuyorum. Dedim sana ne yarınım
ne yarından umudum var. Senle istediğim bir ömür olamaz en çok 10 ay vereceğin.
Son bir ayı burnumdan getirsen de yeni gelin gibi kendini sürekli naza çekip
iyice kibirlensende bilirim içinde bir yerlerde o balkonda neskafe içerken
balıkçı tekneleri üzerinde güneşi batırdığımız, çayı demlemekten gocunmayacak
bir can var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder