| |||||||||
YORUMLAR
| |||||||||
Ziya (02.09.2012)
Yorumlardan elde ettiğim çıkarımlar sonucunda sanal bir çocuğa yazmışsınız.Büyütün çocuğunuzu,serin tüm çıplaklığıyla ana yüreğinin yüceliğini.Büyüdükçe çocuk, sorunlar da büyüyecektir.Kaygılardan doğan savaşımlar da yaşayacaksınız çocuğunuzla haliyle.Ortak sesi olun tüm anaların.Anne feryadının amacını aktarın büyüyen çocuklara.Işık olsun o güzel yazılarınız, körpecik kuzulara.Analarını daha iyi anlayabilsinler diye.Atalarımız boş yere söylememiştir:"Ağlarsa anam ağlar;gerisi yalan ağlar."diye.Yüklendiğiniz bu değerli misyonunuzun devamını diliyorum.
yabancı (31.08.2012)
Balzac'ın Eugenie Grandet romanında, romanın ana kahramanı için güzel bir ifadesi vardı, cümleyi aynen bulayım dedim ama olmadı.
Herhalde kötü bir çevirisine denk geldim şimdiki yaptığım aramada, ancak en azından meramımı anlatır ana fikri verir diye umuyorum.
Lafı uzatmadan, der ki romancı kahramanı (Eugenie) için; "Böyledir bu kadının öyküsü, o dünyadadır ama dünyadan değildir. O fevkalâde bir eş ve anne olmak için yaratılmıştır, ama kocası, çocukları ve ailesi yoktur."
Kadınlar, Allah'ın "ANA"lık bahşettiği mükemmel varlıklar; çocuk sahibi olsalarda-olmasalarda içlerinde şefkat, merhamet, analık içgüdüsü hep var olmuştur.
Zaten "Mikro plânda kadındaki rahim, makro plânda ise Allah’ın RAHİM ismine karşılık geliyor" benzetmesi bile, kadının başlı başına rahmet abidesi olduğunu göstermiyor mu?
Ne güzel yansıtmış Ekin Hanım içindeki analık duygularını. İçimizden bazıları hisseder, hissedenlerden bazıları bunları yazıya döker, yazanlardan bir kısmı hislerini güzelce ifade eder.
Güzel ifadelerine her zaman mazhar olmak dileğiyle, yazar Hanımefendiye saygılarımı sunuyorum..
Bitirirken Nazım'ı yardıma çağırıyorum:
Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
Esma Kır (29.08.2012)
Adeta yazınızla bize yaşattınız. Kaleminize sağlık
Sırrı Er (29.08.2012)
Bir annenin çocuğuna karşı olan hissiyatından bölümler okuduk. Biz babalar ne kadar uğraşsak da annelerin duygularını anlayamayız, onlar kadar sevemeyiz çocuklarımızı. Yazıda "kokusunu bilmediğiniz fakat daha sonra keşfettiğiniz yabancı" hakkında bazı bilgi kırıntıları da vermişsiniz.
Bir annenin belki de gerçekte olmsyan (sanal) çocuğuna yazılan bu içten mektuplar dilerim devam eder ve kitap çapına ulaşır. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
sedat aydemir (29.08.2012)
Nereden başlıcam bilemiyorum okuyunca hayret ediyorum bir kişi duygularını düşüncelerini birbaşka kişileri üzmeden kırmadan canını acıtmadan sanki ders verircesine okşayarak anlatabilir. Anlıyorumki düşünenin düşünmeyenden farkı bu belkide bu yazıyı yazarkende okuyanların neler düşünebileceklerinide tahmin ediyorlardır.Aklınıza elinize sağlık bizim hayatta ıskaladıklarımızı yazıya dökmüşsünüz devamını merakla bekliyorum. Teşekkürler canım Aybalam
|
24 Ağustos 2012 Cuma
Balam Benım Aybalama 3
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder