30 Ağustos 2013 Cuma

AYLAR SONRA

 SELAM KKY
Hocaya söz verdiğim halde aylar oldu sana yazmayalı, seni yazmayalı, elime kalem almayalı, aklımı toparlamam için bir tokmak lazımmış kafama inen, birinin kalbimi alıp avuçlarına tırnaklarını geçirmesi yada yüzme bilmediğimi biledikleri halde buz dolu bir havuza atılmam lazımmış. İşte bunlar oldu birden. Çocukluğumda beni en çok etkileyen kitabı netten buldum “Kalp Ağrısı”nı okumaya dalmışım Halide Edip’den göz yasları içinde, Kaba görünüşlü iri yarı bir komutanla olan yaşanması gereken ama yaşanamayan bir sevda. Okurken senin yazdığını bile görmemişim Bu haftam yoğundu evde dekorasyona başladım.
 İste sıkıntım çok fazla her an büyük gelişmeler olabilir, hayat nelere gebe bilinmez. Çalışma ortamımım en yüksek yer olsa da pislikten yıldım. Bilirsin hiçbir gün yalaka riyakâr olmadım. Baş eğmedim. Doğrumdan şaşmadım haram lokma yemedim. Bir gün olsun ast üst ayırmadım lokmamı hep paylaştım. Astlarım her zaman dışarıda görüştüğüm kişi oldular. Burada her şeye göz yumman isteniyor. “Çok pis alerjim var toza   diyorsun, adamın çözümü günlük rutin temizlik değil de “alerjisi olmayan bir başkası” arı kovanına çomak sokanlar sevilmez. Ama arılar bal yapmıyorsa kraliçe arıya bunu demek lazım. İlk müdürüm demişti “Müdür 20 kişiyi çalıştıramazsa, çalışan bir kişiyi her zaman gönderir diye”. Yazık bu kurum böyle ise 3 günde 10 kere tel açıyorsan (Ben utanıyorum adamlar öyle geniş ki takım elbise ile müdürlük taslayan bir yardımcı hizmetli) toz alınsın diye, yıl bık pes et diye kahve çayı bile yasaklıyorsa, sonra başkaldırınca kızmamak lazım (Türkiye de kızmamak değil sonucu hep sürgün yeni adıyla mobing oluyor”. Gelen gideni aratırmış derler inanmak istemedim. Ama sanırım öyle olacak. Bir ekstra kazancım yok, kaybım çok, belki çalışılacak tek kişinin de gitmiş olması, düzelecek denen şeylerin git gide bozulması, insanların binanın adına bakınca içinde yaşanılanlarında öyle olduğunu düşünmesi ne çok şey birikmiş. İşin garibi hala nefes almadan çalışıyorum. 3 ayda bir kere yıkanan lavaboya her girdikçe insanları rabbime sevk ediyorum. Bu düzende kalmaya niyetim hiç olmadı, elimde kalanım bir babam olmasa bugün gideceğim biliyorsun, KENDİMİ BİLE ALMADAN….
Kötü bir şey duymamak için doktora gitmiyorum artık. Sana söz verdim ve tuttum. Son raddeye kadar Yada sen gelip götürene kadar gitmek yok. “Bu can bu bedenden bezer, usul usul azar azar….”
 Seni özledim Kalp ağrısında her sayfada damlada sen vardın Seni yasadım senle yasadım Gözlerimden yaslar akıyor simdi, özlemden sanırım.
Yıllar sonra dönmek, düzen zordur yaaa. Alıştın mı insanca yaşama.
Ankara nasıldı Benle başka biliyorumJ YKM, Starbucks aradı mı gözlerin beni. Acaba burnunun direği sızladı mı? Hic özledin mi beni Hep bekliyorum canisiiiiii gelecek, geç kaldı. Ne oldu diye.
Gecen sabah bir şarkı dinledim
Tuhaf, çok tuhaf En yakınken en uzak,
Senin bir sevgilin var, Muhtemel benim de olacak,
Gizli bölmelere Saklamış gibiyiz,
Bütün yaşananlar, Biter mi bitince aşk?..
Olur da yolun düşerse
Bir kahveye uğra derim,
Ya da beş çayına.
Bir yudum sohbete beklerim
Çok ayıp mı olur?
Yakışık almaz mı davetim?
Bu kadar zor mu her şey?
Canımın içi seni çok özledim

Ben de uzun bir yola gittin farzederim
Kandırırım kendimi ne yapayım
Bütün hatıralarıma da saygılar arzederim
Ama unutur muyum asla, niye unutayım 


BEŞ ÇAYI DİNLE

1 yorum:

  1. Ne uzun oldu yokluğun, cok bekledik hos geldin....

    YanıtlaSil